İdare hukuku, kamu kurumları ile bireyler arasındaki ilişkileri düzenlerken, devletin kamu gücünü kullandığı her işlemde hukuka uygunluğu sağlamayı hedefler. Kamu kurumları, vatandaşların haklarını ihlal edemez ve hizmetlerini adil bir şekilde sunmak zorundadır. Bu bağlamda, idari işlemler ve idari kararlar çoğu zaman bireylerin hayatını doğrudan etkiler. Bireyler, kamu hizmetlerine erişim haklarını kullanırken, aynı zamanda bu hizmetlerin eşitlik ve şeffaflık ilkelerine uygun olmasını da talep edebilirler. Eğer bir kamu kurumu, işlemleri hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirirse, bireyler idari başvuru veya idari dava yoluyla haklarını savunabilirler. Kamu görevlilerinin tarafsızlık ilkesine uymaları ve vatandaşlara bilgi edinme hakkı tanımaları da, idare hukukunun temel unsurları arasındadır. Bu bağlamda, devletin her bir işlemi ve bireylerle olan etkileşimi, hukuki denetim ve düzenlemelere tabidir.
İdare hukuku, kamu otoritelerinin ve idari kurumların, halkla olan ilişkilerini düzenleyen ve kamu hizmetlerinin yürütülmesini denetleyen bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, devletin ve kamu kurumlarının, vatandaşlar ile gerçekleştirdiği işlemler sırasında uyulması gereken kuralları belirler. Türkiye'de idare hukuku, genel olarak İdari Yargılama Usulü Kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gibi çeşitli kanunlarla şekillenir.
İdare hukukunun temel kavramları arasında, idare, kamu hizmeti, kamu görevlisi, idari işlemler ve idari denetim bulunur. İdare, kamu gücünü kullanan ve kamu hizmetlerini yerine getiren devlet organlarının tümünü ifade eder. Kamu hizmeti ise, devletin veya kamu kurumlarının, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla sunduğu hizmetlerdir.
Bir diğer önemli kavram ise, idari işlemdir. İdari işlem, kamu gücünü kullanan bir kamu görevlisinin ya da idari makamın yaptığı, bireylerin haklarını ve yükümlülüklerini doğrudan etkileyen eylemlerdir. Bu işlemler genellikle, belirli bir kamu hizmetinin verilmesi, bir talebin kabulü veya reddi, düzenleyici işlemler veya cezai yaptırımlar gibi geniş bir yelpazeyi kapsar.
İdare hukuku, kamu otoritelerinin hukuka uygun hareket etmelerini sağlamak için idari denetim mekanizmalarını da içerir. Bu denetimler, hem hukuki denetim hem de idari denetim biçiminde olabilir. İdare hukukunun amacı, devletin gücünü kötüye kullanmasını engellemek ve bireylerin temel haklarını güvence altına almaktır.
İdari kararlar, kamu kurumlarının bireylerin haklarını etkileyen eylem ve işlemleridir. Bu kararlar, devletin vatandaşlarına yönelik düzenlemeleri ve uygulamaları içerir. Ancak, bazı durumlarda bu kararlar hukuka aykırı olabilir veya bireylerin haklarına zarar verebilir. İdari kararlar, genellikle yasal düzenlemelere, idari usullere ve içtihatlara dayalı olarak alınır. Bireyler, idari bir kararın kendileri aleyhine olması durumunda, bu karara itiraz edebilirler. İdari kararlarla ilgili itiraz yolları, genel olarak iki ana başlık altında toplanabilir:
Türkiye'de, idari kararların itiraz süreci ve yargı yolu genellikle İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu kanun, idari davaların nasıl açılacağını, başvurulacak mercileri ve yargısal sürecin nasıl işleyeceğini belirler. İdari mahkemelerde verilen kararlar, genellikle bağlayıcıdır ve idareyi hukuki anlamda denetler.
İdare hukuku, aynı zamanda bireylerin kamu hizmetlerinden faydalanmasını da düzenler. Kamu hizmetleri, devletin veya kamu kuruluşlarının vatandaşlarına sunduğu, her birey için erişilebilir ve eşit olması gereken hizmetlerdir. Bu hizmetler, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, ulaşım gibi temel alanları kapsar. Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı, herkes için eşit ve adil bir şekilde sağlanmalıdır.
İdare hukuku kapsamında, kamu hizmetlerinden faydalanan bireylerin, bu hizmetlere erişimdeki hakları güvence altına alınır. Bu haklar arasında, hizmetin kalitesinin belirli standartlara uygun olması, hizmetin zamanında ve kesintisiz sunulması, hizmete erişimin kolay ve ulaşılabilir olması gibi hususlar yer alır. Ayrıca, kamu hizmetlerinden faydalanan bireylerin, hizmetin kötü sunulması durumunda başvurabileceği yasal yollar da belirlenmiştir.
Kamu hizmetlerinin denetimi, genellikle idareye bağlı denetim organları tarafından yapılır. Bu denetimler, hizmetin kamu yararına uygun ve adil bir şekilde sunulup sunulmadığını kontrol eder. Eğer bir birey, bir kamu hizmetinden yetersiz bir şekilde faydalanmışsa veya hizmetten mahrum bırakılmışsa, idari dava açarak haklarını arayabilir.
İdari davalar, bir idari işlem nedeniyle mağduriyet yaşayan bireylerin, yargı yoluyla haklarını aramak için başvurdukları davalardır. Türkiye'deki idari davalar, idari yargı çerçevesinde yürütülür ve başvurular, idari mahkemelere yapılır. Bu mahkemeler, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetler ve gerekirse bu işlemleri iptal eder. İdari davaların açılabilmesi için, öncelikle idari işlemin bireyler üzerinde doğrudan bir etkisi olmalıdır. İdari davalar, genellikle üç farklı türde açılabilir:
İdari davalar, genellikle belirli bir zamanaşımı süresi ile sınırlıdır ve bu süre, davanın türüne ve yapılan işlemin türüne bağlı olarak değişir. Yasal sürelere riayet edilmediği takdirde, başvurular reddedilebilir. Bu nedenle, idari davalarla ilgili başvuruların zamanında yapılması büyük önem taşır.